Çanakkale; istiklalimizin sarsılmaz kalesi, candan, canandan geçen ama vatan toprağının bir karışından bile vazgeçmeyen, 109 yıldır kalbimizin gönderinde gururla taşıdığımız zaferimizin mimarı, her biri Bedir'in aslanları gibi aslan olan ecdadımızın bizlere mirasıdır.

O gün gösterdiği vahşetle "Bu bir Avrupalı" dediren yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi 7 düveli hezimete uğrattığımız, kalbinde iman dilinde tekbir ile ehli salibin savletini kırdığımız, Çanakkale'yi geçilmez kıldığımız 18 Mart Şehitlerini Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferinin 109. Yıldönümü vesilesiyle başta Başkumandan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere geçmişten günümüze vatan ve mukaddesat uğruna canlarını veren şühedayı ve ahirete irtihal eden kahraman gazilerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyorum.

Çanakkale bir kutlu örnektir bizlere. Onu anmayan, onu anlamayan, o yüce ruhu idrak edemeyen geleceği şekillendirmede söz sahibi olamaz. Nice ana kuzusu Kudüs, Gazze, Halep, Şam, Kosova, Makedonya, Tebriz ve daha nice farklı şehirden gelerek kader birliği yapmış ve mukaddesatımız için şehadete ermiş, aynı toprak altında yan yana yatmakta.

Evet, Çanakkale Zaferi ve o zaferin mimarı şanlı ecdadımız bugünümüze de, geleceğimize de ışık tutmaya devam ediyor.

Düşmanını bile hayran bırakacak asillikte çarpışarak sadece coğrafyamızın değil dünyanın kaderini değiştirdik Çanakkale'de. Çanakkale Zaferi yalnızca bir askeri başarı değil, büyük Türk milletinin topyekûn ayağa kalktığı bir diriliş ve yükseliş abidesidir. Bizler bugün Çanakkale ruhunun kendi ruhumuza ışımasıyla idraki yüksek, millî ve manevi duygularla donanmış, kendi uçaklarını ve araçlarını üreten, uzay araştırmaları ile mücehhez Türkiye Yüzyılı destanının yazılmasına katkı sunmak mecburiyetindeyiz.

Tıpkı Çanakkale'de, 15 Temmuz'da olduğu bugün de bu aziz vatan uğruna ölüme gülerek koşacağımızı, serden geçip toprağımızdan vazgeçmeyeceğimizi beyan ediyor, tarih boyunca vatan ve millet sevdası ile şehit düşmüş ecdadımızı bir kere daha rahmetle yâd ediyorum.